4 Nisan 2013 Perşembe

'Yas'ın hayatı

Şu sıralar aklıma yazacak bir şey gelmiyor. Aklımdan çok şey geçiyor da, düzgün bir yazı çıkartacak kafa rahatlığına ulaşamıyorum bir türlü.

Bu yas meselesini kendi içinde bir hayat gibi düşünürsek sanırım Deniz'in ölümünden itibaren bebeklik ve çocukluğum bitti; şimdi sevimsiz 'ergenlik' aşamasına geçtim. 'Bebekliğim' sırasında bir şeyin farkında değildim (1-2 ay); 'çocukluğum' sırasında da bayağı olumlu bir bakış açısı korumaya çalışıyordum, sağa sola koşturup bilgi alıp paylaşıp (2-6 ay). Ama Deniz'in öldüğü ve gelmeyeceği bilgisi içime çöktükçe (6. aydan sonrası), içime o umutsuzluk yerleştikçe huysuz bir ergen gibi hissediyorum şu sıralar. İşlerimi yaptıktan sonra kimselerle konuşmayıp somurtuk somurtuk, hayata küskün şekilde oturmak istiyorum sadece. Bir de uzaklaşmak. Sizde de var mı o ters ve çekilmez ergen?

Deniz'le ve oyun hamurlarıyla ilgili şirin bir yazı yazmak istiyorum, ama bakalım. Enerjimi toparlayabilince.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder