27 Nisan 2013 Cumartesi

Zamanın geçişi

Deniz,

Bak sensiz dokuz aydan fazla geçti. Seninleyken zamanı saymıyordum valla. Zamanın geçişi iyi bir şeydi, çünkü seninle ne kadar zaman geçirirsem kar gibi geliyordu. Birlikte oluşturduğumuz anılar, onları kimse alamazdı bizden. Bir kitapta okuduğum gibi, bir şeyler 'yaşamış' olmayı hiçbir kuvvet yok edemezdi. 'Aman çok yaşlandım hay Allah' diyen arkadaşlarıma da şaşkınlıkla bakıyordum (O konuya da bir ara geleceğim). Ama şimdi günleri, haftaları, ayları sayıyorum. Sonra yılları sayacağım. Zaman her şeyin ilacı. Haha. Siz onu benim külahıma anlatın. 

Ben burda sensiz olmanın acısını her an -her an!- yaşamak zorundayken, sen bu sürede hep ama hep 'zaman'sız bir şekilde, toprağın altında olacaksın. Zamanın bir şeyi iyileştirdiği yok, sadece senden beni uzaklaştırıyor -uzaklaştırdığını zannediyor.

Ah Deniz! O kadar çok motorcu var ki etrafta... Yan çantalarını takmış, uzun yola düşüyorlar haftasonu. Sen olsan bayılırdın, şimdi tam bizim de asfalta çıkacağımız zamanlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder