9 Haziran 2014 Pazartesi

İki seneyi doldururken...

Selam Deniz;

Aslında tabii ki daha iki senenin dolmasına biraz var. Temmuz'un 17'sine şurada çok da kalmadı ama. Kendime tanıdığım mühletlerin felan hep sonuna geldim. İki sene sonunda toparlanmış olmalıydım elbet. Açıkçası durum çok da parlak diyemem. Neler neler oldu? Gezi, forumlar, dayanışmalar. Toplumsal olarak yepyeni, hep de yenilenen bir umut. Benim için birçok güzel arkadaş. Çalışıyorum zaten, orada da çok tatlı arkadaşlarım var. Her şey güllük gülistanlık değil, ama işimi seviyorum ve bir şeyleri düzeltebileceğimize yine de inanıyorum. Yani genel toplamda 'kabul edilebilir' bir yaşam.

Fakat asıl değişim bende oldu. Jung'un Dört Arketip'inde dediği gibi ruhumun 'keyfi' kaçtı. Eksik bir ruhla - yani denedim ama tamamlanmıyor - devam ediyorum hala. 'İyileşme' denilen şey gerçekleşmedi malesef. Bir Galler sözü olan hiraeth iyi tanımlıyor beni: Artık olmayan, ya da hiç olmamış bir yere duyulan özlem.

kaynak:
Benim için de böyle. Benim yaşama tutunduğum çapam sendin - belki iyi yapmadım çapamı sana tutturmakla, ama gerçek bu. Sen gidince temelimi yitirdim. Ne yapayım bilmem. Sana duyduğum özlem beni eksik yapıyor. Çapamı kendime bağlasam, ölene kadar yerimde kalırdım - başıma ne gelirse gelsin. Fakat öyle yapmadım gördüğün gibi.

Başka birisiyle birlikte olmak... Evet, tabii ki ömrümü yalnız geçirmek istemiyorum, sen de istemezdin zaten öyle yapmamı. Lakin bu ruh keyifsizliği ve eksikliği halimde inan içimden hiç gelmiyor. Neşeli bir varoluşum yok açıkçası -oysa ben neşeli bir insanla birlikte olmak isterdim. Ben, benimle birlikte olmak ister miydim ki acaba? Herkesleri çok seviyorum ama benim için yapabilecekleri çok da bir şey yok. Terapiye de gidiyorum ama terapistimin - ben ne kadar açık olsam da onun sunacaklarına - şu aşamada bana nasıl yardımcı olabileceğini tam bilemiyorum. Tanışıyorum insanlarla, bakalım az biraz yolculuk planlarım da var. İşte birtakım çabalar. Sonuçta yalnız bir eve gelince basıyor beni her şey.

Valla işte Deniz, kırık dökük böyle gitmeye çalışıyorum. Ama ne kadar devam etmeli böyle, bilmiyorum. Etmeli mi? Faydalı olmak felan gerçekten güzel eğer başarabiliyorsam. Fakat benim ruhumu besleyen, neşemi sağlayan, yaşamıma tat katan o 'şey' yok, her neyse o.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder